https://www.araklihaber.net/files/uploads/user/-66d90db389.jpg
Hasan Suiçmez

Barzan Kabilesi'nin onbeş asırlık rüyası

23-09-2017 17:00 3869 kez okundu.

Barzan kabilesi “Yahudi asıllı” Kürtlerden oluşmaktadır. Bilinen en eski tarihi itibarı ile M.S 6.asır sıralarında Kudüs’ten bölgeye sürgün adı altında gönderilmişlerdir. Türkiye, İran, Irak topraklarının kesiştiği “Barzan köyüne” yerleşen Barzan Kabilesi’ne mensup olanlara o tarihten itibaren “Barzani” denilmeye başlanmıştır.

Çok değişik ve karışık tarihi süreçler yaşayan bu kabilenin esas görevi; Yahudilerin “arzı mevut” ideallerini gerçekleştirme inancının gereğini yerine getirmek önceliklidir. Yani Mısır’daki Nil Nehri’nden, Türkiye’den doğup devam eden Fırat Nehri arasında kalan topraklarda kurulacak olan Büyük İsrail Devleti’ne zemin hazırlamak. Camp David Anlaşması ile İsrail kutsal kitapları Tevrat’ta, kendileriyle ilişkilendirildiğine inanılan “vaat edilen topraklar” bölgesinin batı sınırını güvence altına almıştı. Şimdi sıra doğu bölgesinin sınırlarını garanti altına almak zamanıydı.

Hatta öyle ki Barzani Ailesi kendisine verilen bu misyonu eksiksiz tamamlamak için Yahudilikten Müslüman Nakşibendî-Halidi tarikatına doğru müthiş bir dönüşüm bile yaşayarak niyetlerinin anlaşılmaması için akla-hayale gelmeyen yollara başvurarak bu günlere gelmişlerdir. Perde arkasında İsrail’in organize ettiği ABD ve diğer bütün batılı güçlerin; durup dururken Irak’ı işgal etmesi ve “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” adı altında ucube bir yapının ortaya çıkmasına göz yummaları boşuna değildi! Kıyamet alametlerinin bir bir gerçekleşmeye başladığına inanılan asrımızda “büyük İsrail Devleti’ni” kurmak için yanıp tutuşan İsrail, bu gün açıktan Mesut Barzani’yi desteklemektedir.

Bunun masum bir özgürlük hareketi olmadığını başta Türkiye olmak üzere, dünyanın İsrail ekseni dışında kalan bütün devletleri bilmektedirler. ABD’nin yarım asırlık dönemi aşan süreden beri sadık müttefiki olan Türkiye’yi gözden çıkarması kolay bir iş değildir.

Bugün açıktan ve resmen bu niyetlerin taşeronluğunu yapan eli kanlı kiralık terörist örgütleri silahlandırıp desteklemesi, bölgede çok kanlı bir hesaplaşmanın kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Bir taraftan Türkiye ye mavi boncuk dağıtıp diğer taraftan, kanlı bir savaş hazırlığının bütün hazırlıklarını eksiksiz yerine getiren ABD’nin niyetini okumak için “kâhin olmaya” gerek kalmamaktadır.

Her şey açık ve aleni ortadadır! Her şeye rağmen bu niyeti doğru okuyup gerekli tedbirleri kararlı bir şekilde alan Türkiye ve Türk milleti hiç arzu etmememize rağmen, en olumsuz gelişmelere göre kendini hazır tutmalıdır. Sadece askeri tedbirleri almak yeterli olmaz! Halk bir bütün olarak, panik yaratılmadan ve kargaşaya meydan verilmeden; olası niyetlere karşı bilinçlendirilmelidir.

Kısır iç politik çekişmelerin seyri bu hayati ve tehlikeli gelişmelere evrilmelidir! Bu coğrafyada tarih bir kere daha büyük Türk milletine önemli bir görev düşeceğini bizlere göstermektedir. O da şudur; Yahudilerin binyıllar öncesinden beri taşıyıp getirdikleri dünyanın ve insanlığın başına bela olma inançlarını; Türkiye, Barzan kabilesini, “on beş asırlık rüyasından” uyandırarak bozabilir! Gün bu gündür.