https://www.araklihaber.net/files/uploads/user/-66d90db389.jpg
Hasan Suiçmez

İçeriye bakarken, dışarıyı unutmamak!

30-05-2017 13:28 3587 kez okundu.

Devletimiz, uzun zamandan beri teröre karşı amansız bir mücadele vermektedir. Çağdaş diye bilinen ülkelerin çıkarlarını ve “kamufle edilmiş niyetlerini” terör örgütlerinin taşeronlığında elde etmek istemesi ikiyüzlülüğü, milletimize çok ağır bedeller ödetmektedir. Bununla yetinmeyen bu azgın iştahlı emperyal devletler ayrıca bizdenmiş gibi görünen, bizim gibi yaşayan insanlarımızdan oluşan “FETÖ denilen” yeni bir terör örgütü ile işbirliği yaparak; hedeflerini elde etmek için her türlü ihaneti çekinmeden yapacaklarını ortaya koymuş bulunmaktadırlar.

Zamanında; mevcut iktidarın, devlet yönetiminde olmaması gerekli aşırı duygusallığından ve iyi niyetli olduğuna inandığımız ancak art niyetliler için geçerli olmadığını gördüğümüz; “başı secdeye gidenlerden zarar gelmez” anlayışından sinsice beslenen bu terör örgütü; ülkemizin içinde olduğu kadar, dışında da çeşitli ülkelerde ve çok üst düzeylerde organize olmuş bulunmaktadır.

2200 yıllık şerefli bir tarihi olan kendi milli ordusunun Başkomutanını; “terör örgütü kurmak” gerekçesiyle suçlayıp tutuklayabilen bu hainlerin, bu ihanet şebekesinin yaptıklarının ve niyetlerinin farkına varan devletimiz içerde bu çete ile amansız bir mücadele başlatmış bulunmaktadır.

Bu mücadelenin yeterli olup olmadığı hususunda tartışmalar sürüp giderken ortada başka bir tehdit ve tehlike sanki unutulmuşa benziyor! İngiltere'de yaşayıp; uzun yıllar “İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanlığını” yapan bir dostum yakın zamanda ziyaretime geldiğinde anlattı: “Türkiye’nin yurt dışında ve İngiltere'de bulunan kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerine” devlet oralardaki FETÖ yapılanması ile ilgili mücadele etsinler diye maddi-manevi yardımlar yapmaktadır. Ancak gelin görün ki bu yardımlar amacına şimdilik ulaşmış değildir.

Çünkü bir kısım insanlar sadece devletin yaptığı maddi yardımlardan yararlanmak için bu tür oluşum ve hareketlerin içerisindeymiş gibi davranıyorlar. Daha da önemlisi bu kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin içerisinde hala hatırı sayılır “Feto terör örgütünün” kendisini bir şekilde gizlemiş mensupları bulunmaktadır.

Her gün yeni operasyonlarla tekrar tekrar aynı kurumlarda FETÖ’cü arayan devletimizin içerideki bu mücadeleyi yaparken dışarıyı unutmaması çok önemlidir. Milli konularda iktidar ve siyasi görüş farklılığı aramayanların desteği her zaman bu mücadeleyi samimi olarak yapanların elbette ki yanında olacaktır. Bu milli bir görevdir. Bunun yanında bu günkü eleştirilerin merkezinde olan; iktidarın bu mücadelede “mış gibi yaptığı” bazı uygulamaları süratle ortadan kaldırması çok önemli olacaktır.

Kavurmacı örneği, basın-yayın organları ile yazarlara karşı yapılan uygulamalar FETÖ'nün metotlarını hatırlattığı müddetçe bu tartışmaların bitmeyeceği görülmektedir. Enerjimizi boşa harcamadan tehlikenin farkına varıp,  mücadeleyi “tam saha baskı” şeklinde yapmak zorundayız. Bu yolun dönüşü yoktur!