Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Mart 2017'de Mersin'de partisinin il kongresine katılmadan önce burada bir miting düzenledi. Mersin halkına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini bozkurt işaretiyle karşılayanlara aynı şekilde karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk defa bozkurt işareti yapınca bir anda gündeme oturdu. Peki, bozkurt işaretinin anlamı nedir? Neden yapılır? Olayın doğru ve tarihi-kültürel değerinin bilinmesi için açıklanması gereğine inanmaktayız!
Bozkurt işaretini ilk yapan isim Başbuğ Alparslan Türkeş'ti. Alparslan Türkeş "Bozkurt" işaretinin anlamını şu sözlerle açıklıyor:
"Şu serçe parmak Türk’tür, şu işaret parmağı da İslam’dır. Şu Bozkurt işareti yaptığımız işaretin arada kalan boşluk ise cihandır (dünyadır). Son olarak kalan üç parmağın birleştiği nokta mühürdür. Yani ağabey işaret ederek gösterirsek, şu çıkar: Türk İslam mührünü dünyaya vuracağız.."
Yani bazı çevrelerin yıllarca “Bozkurt işareti” yaptığı için; ülkücüleri “İslam’a aykırılık” ile suçlaması kara bir propagandadan ibarettir. Bizatihi Bozkurt işareti tam olarak; “Nizami Âlem için, İlahi Kelimetullah Ülküsünün” sembolik ifadesinden ibarettir! Tarihi sloganlar ile karıştıranların anlamak istemediği bu gerçeği; Türk milliyetçileri, ülkücü Türk gençliği on yıllardan beri, haksız olarak; suçlanmalarına, taşlanmalarına, dışlanmalarına rağmen ifade etmekten geri kalmamışlardır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanının nihayetinde bu gerçeği görüp, milyonların önünde bu işareti yapması, kim ne derse desin önemli ve değerli bir kazanımdır! İlk defa “Türk milliyetçileri ve ülkücü Türk gençliği” bizatihi, uğruna canlarını seve seve verdikleri ve her daim vermeye de hazır oldukları vatanlarının en yüksek temsilcisi tarafından takdir ve temsil edilme gerçeğine ulaşmışlardır!
Cumhurbaşkanı bu hareketi ile fosil ve tarih bilmez, dinden yeterince nasiplenememiş, iftirayı siyaset, hurafeyi din zannedenlere verilen en güzel cevabı vermiştir. Seçimler geliyor, oya ihtiyacı var da böyle yapıyor eleştirileri yerine; Türk milletinin kültürel ve tarihi milli sembolünü, Türk devletinin Cumhurbaşkanının sahiplenmesinin değeri bilinmeli ve aynı zamanda bu sembolün yaşatılmasında bu güne kadar verdikleri şerefli ve kahraman mücadelenin sahipleri olan Türk milliyetçileri ve ülkücü Türk gençliğine karşı, yıllarca yapılan mesnetsiz ve acımasız iftiralar için “iadeyi itibarları” sağlanmalıdır! Nihayet bugün; Bozkurt işaretinin, hayvanın kendisi ile direkt bir anlamının olmadığı, kültürel bir değer ve sosyolojik bir işaret olduğu herkes tarafından anlaşılmıştır!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılan Anayasa değişikliği referandumunda Kayseri'de miting yapmaya giderken kendisini bozkurt işaretiyle karşılayan halkı aynı şekilde selamlamıştı. CHP Genel Başkanı'nın bozkurt işareti yapmasıyla birlikte işaret gündem olmuş, Kılıçdaroğlu da büyük eleştiri almıştı. Kılıçdaroğlu, eleştirilere "Biz de ülkücüyüz biz de milliyetçiyiz" diyerek karşılık vermişti.
Sol ve sosyal demokrat bir partinin genel başkanının bile Bozkurt işaretini yapması yine o zamanlar acımasızca eleştirilmiş ve Kılıçdaroğlu'nun bu işareti oy almak için yaptığı iddia edilmişti. Hâlbuki bir tarihçi olarak Türk milletinin bütün milli değerlerine yabancılıkla suçlanan bir liderin, aksine Türk milletinin en önemli milli ve kültürel sembolü olan bozkurt işaretini yapma cesareti ve kabullenmesi alkışlanacak bir sahiplenmeydi! Milli ve kültürel değerlerimizi iddialarımızın aksine, toplumun geniş kesimlerinin benimseyip kabullenmesinin kime ne zararı olabilir ki?
Ve yine; Başbakan Binali Yıldırım, 21.02.2017 tarihinde yapılan parti grup toplantısında izleyicilerden; “MHP'lileri unutma” seslerinin yükselmesi üzerine, "Milliyetçi ve ülkücü kardeşlerim önce memleketim ve milletim dediler" karşılığını vererek bozkurt işareti yaptığı görüldü.
Siyasal anlamda bozkurt işareti; 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra Bakü'de Ebulfeyz Elçibey'in düzenlediği ve bir milyon insanın katıldığı mitingde Milliyetçi Hareket’in sembol ismi Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından ilk kez kullanılmaya başlanarak yeniden toplum hafızasına kazandırılmıştır. Ancak; tarihi araştırmalarda bu sembolün çok daha eskilere dayandığı belgeleriyle ortaya çıkarılmıştır.
Bu sembol Türk hakanları tarafından başarı anlamına gelen bir zafer işaretidir. Batı'ya göç eden, Hun, Kıpçak, Peçenek Türkleri aynı zamanda bu işareti soy belirtir olarak yani “Ben Türküm” manasında da kullanmışlardır.
Bu sembole 10. yüzyıl İranlı Şair Firdevs’inin Şehnamesinde dahi rastlanmaktadır. Türk kadınların minyatürünün yer aldığı bu eserde bozkurt işareti yapan kadınlar resmedilmiştir.
Çin'de bulunan eserlere bakıldığında, bozkurt işareti yapan Türk hakanı heykeli ilgi çekicidir. Bozkurt işaretinin, çapa partner İslamiyet öncesi Göktürk döneminde ve diğer Türk devletlerinde, Türk hakanlarının zafer işareti olduğu, mağaralarda bulunan 6. yüzyıla ait “Türk hakanı heykeli” ile apaçık anlaşılmıştır.
Atatürk zamanında da; emperyalizmin şımarık uşaklarına karşı kazanılan İstiklal Mücadelesi'nden sonra; paraların çapa hatun üzerine bozkurt figürü basılarak aynı sahiplenme devam ettirilmiştir.
Bugün, toplumun bütün sosyal dilimleri tarafından, Türk milletinin milli sembolü olan “Bozkurt işaretinin” sahiplenilmesi çapa bayan ve en üst makamlardaki devlet yöneticilerince de ifade edilmesi yarınlarımız, birliğimiz ve dirliğimiz açısından umut ve heyecan vericidir.
Milletimizin birliği için Türk milliyetçilerinin verdiği mücadele boşuna değilmiş! Türk milletinin “yükselen değerlerine” ve bu değerleri yükselten yiğitlere selam olsun!