Koltuk sevgisi

Hasan Suiçmez

24-03-2017 18:31

Tuhaf bir ülke olup çıktık! Siyasi olmayan hiçbir “eylem ve söylem” ilgi alanımıza girmiyor! Bütün pozitif yaklaşımlarımızı “boşuna gayret” olarak bir bir terk ediyoruz! Farkında olmadan sahip olduğumuz mevki ve koltukların vazgeçilmezliğine inandığımız için; onları terk etmemek için yapmayacağımız, tabiri caizse “şaklabanlık” kalmıyor! İlginçtir; ABD’de önde gelen üniversitelerden birinde çok enteresan bir bilimsel araştırmanın sonuçları yayınlandı!

Ülkemizdeki her seviyeden koltuk ve mevki sahibi insanların, bulunmuş oldukları konumlarını neden makul bir şekilde bırakmak istemediklerini bu çalışmanın neticesinde artık anlamış bulunmaktayız. Hatta şahsen kendim de, bazı insanların bunca eleştiriye, beklentiye ya da nefret derecesine varan değerlendirmelere rağmen, koltuklarını niçin bırakmadıklarını anlayıp; onlara daha anlayışlı davranmamız gerektiğine inanmış bulunmaktayım!

Bu bilimsel araştırmanın konusu “koltuk sevgisi” ile ilgiliymiş! Koltuk derken, her türlü koltuktan bahsediyorum! Yani; müdür koltuğu, müsteşar koltuğu, genel müdür koltuğu, bakan koltuğu, milletvekili koltuğu, amir koltuğu, memur koltuğu, genel başkan koltuğu ve diğer her türlü makam ve mevki anlamındaki koltuk! Koltuk sevgisi, okuyucularımızın affına sığınarak söylemeliyim ki, “cinsel zevkten” “bin kat daha fazla” güçlü çıkmış! İnanılır gibi değil!

O zaman bilime inanan insanlar olarak bu sonuca göre ülkemizdeki koltuk ve mevki sahiplerinin durumunu yeniden değerlendirmemiz gerekmektedir.

Bu çalışmanın yapılmasından önceki yaklaşımlarımızı artık bu çalışmanın sonucuna göre yeniden revize etmeliyiz! Demek ki; Türklerdeki yönetme gücü, iktidarlarına, kardeşlerini bile ortak etmeyerek onları katletme ihtirası da bu yüzdenmiş!

İktidar partner şirinevler koltuğuna, yönetme gücüne tek başına oturmak için her şeyi bu uğurda mubah saymışlardır! Bu bilimsel gerçekle birlikte birde “sosyolojik gerçeklerin” göz önünde bulundurulması gereğine de inanmaktayız! Yenilenmeyen koltuk bir gün gelir kırılır!

DİĞER YAZILARI Mustafa Çatal 01-01-1970 03:00 Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan 01-01-1970 03:00 Her şey kararınca olmalı, yoksa! 01-01-1970 03:00 Ömür Dediğin Ne Ki? 01-01-1970 03:00 Vatan sana canım feda! 01-01-1970 03:00 Bilim ve teknoloji 01-01-1970 03:00 Türk Düşmanı Hümanistler 01-01-1970 03:00 O gün,bugündür 01-01-1970 03:00 SARIKAMIŞ 01-01-1970 03:00 Fathrettin Çebi Çaykur'un Yüz Akı! 01-01-1970 03:00 Her şey bizim elimizde 01-01-1970 03:00 Araklı turizm cenneti 01-01-1970 03:00 Güzel Araklı 01-01-1970 03:00 TÜRKÜN YÜKSELEN DEĞERİ “BOZKURT İŞARETİ” 01-01-1970 03:00 Dünyanın en büyük ordusu! 01-01-1970 03:00 Devlet mağdur etmez! 01-01-1970 03:00 Hizmet dediğin böyle olmalı! 01-01-1970 03:00 Çok önemli! Anne-babalar mutlaka okumalı! 01-01-1970 03:00 Keşke koruyabilseydik! 01-01-1970 03:00 Aramızdan ayrılan bir güzel insan; (Opr. Dr. Aydın Aydın) 01-01-1970 03:00 Araklı Karadere Vadisi tarihi ile buluşturulmalı! 01-01-1970 03:00 Barzan Kabilesi'nin onbeş asırlık rüyası 01-01-1970 03:00 Trabzonlunun trafikle imtihanı! 01-01-1970 03:00 Üniversite-şehir uyuşmazlığı! 01-01-1970 03:00 Yalan ve iftira korkunç bir hastalıktır! 01-01-1970 03:00 Eğitimde sonunculukta birinciyiz! 01-01-1970 03:00 ABD ne yapmak istiyor? 01-01-1970 03:00 Yiğit düştüğü yerden kalkar! 01-01-1970 03:00 Atatürk melami miydi? 01-01-1970 03:00 İşte CHP bu! 01-01-1970 03:00 İçeriye bakarken, dışarıyı unutmamak! 01-01-1970 03:00 Trabzon sahil yürüyüş yolu 01-01-1970 03:00 Turizm yolu, turistik bölgelerden neden geçmez? 01-01-1970 03:00 Referan-dummmm! 01-01-1970 03:00 Zafer Türk milletinin olacaktır! 01-01-1970 03:00 Referandumdan seçimlere evrilme! 01-01-1970 03:00 Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne ve Trabzon Müftülüğü'ne yakışmıyor! 01-01-1970 03:00 Trabzon’dan çekilen telgraf! 01-01-1970 03:00 Pazarcık Üvey Evlat Mı? 01-01-1970 03:00 Silahlar ve ayanlar 01-01-1970 03:00 Sopalı diplomasi! 01-01-1970 03:00