Kuruluşu Trabzonspor’dan öncelere dayanan Araklıspor’da son yıllardaki başarısızlıkların herkesi üzüntü içinde bıraktığı acı bir gerçektir. Belli bir dönem yöneticisi bulunduğum ve yaşanan olumsuz yönetim anlayış ve uygulamalarından dolayı ilişkilerimi kestiğim ve de bir daha da içinde bulunmamaya karar verdiğin Araklıspor’dan bahsediyorum! Ne var ki; Araklıspor, Araklı ve Araklı dışında yaşayan bütün Araklılıların “ortak paydasıdır”...
Hal böyle olunca benim verdiğim şahsi karar, Araklıspor’un önemi yanında ikinci sırada kalmaktadır. Bunun için, bir zamanlar şampiyonluğu ve 2. Lig’e çıkma başarısıyla ilçemize heyecan getiren, marka değerimizi artıran bir Araklıspor’u yeniden nasıl harekete geçirebiliriz, onlarca gencimizin spor heyecanlarını yeniden nasıl tesis ederiz düşüncemi Araklılı olan herkes ile paylaşmayı önemli görüyorum. Bütün uğraşlara ve iyi niyetli çalışmalara rağmen Araklıspor son olarak BAL’dan Süper Amatör Küme’ye düşmekten kurtulamadı.
Mazisi başarılarla dolu, bünyesinde yüzlerce gencimizin spor yaptığı, eski başkanlardan birinin ifadesiyle “Trabzon’un futbol tarlası Araklı’dır” sözünün muhatabı Araklıspor’u yapılandırarak, samimi duygular ve donanımlı teknik adamlar ve de maddi durumu yeterli Araklılılar ile yeniden harekete geçirebiliriz. Bunu yaparken geçmişin yanlış anlayışlarından ve herkesin kendisini spor adamı, yönetici zannetmesi yaklaşımlarından artık vazgeçmeliyiz. Şimdiye kadar Araklıspor’da görev alan onlarca değerli yönetici arkadaşımız oldu. Hepsinin de kendine göre katkıları ve fedakârlıkları oldu. Ancak bu iş sadece katkı ve fedakârlık işi olmakla da olmuyor!
Araklıspor’un içine düştüğü bu son durum bunu bize göstermektedir. Öncelikle; sporun bir kültür işi, heyecan işi, ilçenin marka değerinin zirveye taşınma işi olduğu bilinmelidir. Herkesin yönetici olması mümkün değildir ama herkes de bu sorumluluğu samimiyetle yüklenecek olan insanları oturdukları tezgâhlarının başında ya da çay ocaklarında eleştirmeyi Araklıspor’a bir katkı yapıyorum olarak düşünmemelidir. Bu takımın sorumluluğunu yüklenip, onu yeniden kanatlandıracak olan arkadaşlarımızın elbette maddi durumlarının iyi olması önemlidir.
Bir o kadar, kendisini olmazsa olmaz gören bazı Araklılı arkadaşlarımızın da bu anlayışlarını tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bilinmelidir ki; Araklıspor; büyük şehirlerde, hayatın bin bir çilesi ile mücadele edip haklı bir ekonomik güce ulaşan insanların yardımıyla ayakta duramaz! Öncelikle bize bir spor ruhu lazımdır. Sporun; hava gibi, su gibi bir ihtiyaç olduğunu bilmemiz önemlidir. Sonra Araklıspor kulübünün minik yaştan itibaren evlatlarımıza kazandırdığı ve de kazandıracağı değerler dikkate alınmalıdır.
Mevcut yönetim de alınganlık yapmayıp bu ortak görüşlerin bir paydaşı olarak bu yeni yapılanma ve organizede öncülük edip, hep birlikte Araklıspor’u harekete geçirmeliyiz. İlçe belediye başkanımızın ve de kaymakamımızın öncülük edeceği bir dizi çalışma ile bu heyecanı yaratacak ve yaşatacak potansiyeli harekete geçirmenin tam da zamanıdır. Atalarımız ne demiş: “Yiğit düştüğü yerden kalkar.”