DİĞER
Giriş Tarihi : 29-04-2022 15:18

İstanbul Bordo Mavi

Taka Gazetesinden Yusuf Turgut "Herkes haddini bilecek" başlıklı köşe yazısında İstanbul'da her yeri Bordo Mavi yapan Trabzonluları, özellikle Gaziosmanpaşalı Araklılıları yazmış.

İstanbul Bordo Mavi

İSTANBUL BORDO-MAVİ

Sevgili okurlar, bunlar anlatılmaz yaşanır denir ya öyle, Mehmet Öztürk, Araklıspor’da futbol oynadı. İstanbul Gaziosmanpaşa Araklı Derneği yöneticisi, 500 evler mahallesinde oturuyor ve Araklılı-Öztürk ailesinin birçok mensubu da orada. Mahalleyi Trabzonspor bayrakları ile donattı ve bize de hem yazı hem de fotoğrafları gönderdi:

Onun duygularına bakalım: ‘Trabzonspor'un Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık sezonu 34. hafta sonunda Adana Temsilcisi Adanademir Spor’u net bir skorla 3-1 yenmesi sonucunda Abdullah Avcı'nın basın açıklamasında yaptığı "bayrakları çıkarın" sözleri üzerine İstanbul Gaziosmanpaşa Barbaros Hayrettin Paşa 1029 sokakta Cumartesi günü bayraklar asıldı. Bayraklar şampiyon Trabzonspor’a gönül vermiş tüm taraftarımıza hayırlı olsun. Bayraklarımızı astıktan sonra sokaktan geçen vatandaşların burası Trabzon mu İstanbul mu söylemleri dikkatimizden kaçmazken sokaktan geçen vatandaş ve sporseverler hatıra fotoğrafları ve videoları çekmeleri bizleri çok mutlu etti. Ne söylemiştik

81 il var ülkemde. Hepsinde şampiyonluğu kutluyor sokaklar. Bizim mahalle bekliyor, bizim sokaklar, bizim uşaklar. O kupayı hasretle, özlemle bekliyor. Sıkılmadık, bıkmadık. Çünkü hasret arttıkça özlem kavuşmalar daha öte olur biliyoruz. Sizlere bir sır daha vereyim. Biz, yani bordo mavi yürekler bir gün yeniden şampiyonluğun öyküsünü yazacağız. En ötesini yaşayacağız kavuşmaların. O gün Karadeniz taşacak, toprak bordo kokacak, yağmur mavi yağacak. Şampiyon Takımın Bayrağını göndere çekerken bizlerle olan Vahit Keleş, Mehmet Özyurt, Yusuf Akyıldız, İbrahim Öztürk, Şeref Özyurt, İrfan Özyurt’a çok teşekkür ederim.’

‘HERKES HADDİNİ BİLECEK’ ÖYLE Mİ?
Bazen yazdığınız yazı sıkar, bazen öyle akar gider ki sonunun nasıl geldiğini bilemezsiniz. Trabzonspor’un İstanbul dükalığına isyanını anlatan en güzel yazı bu olsun gerek. Kalemine sağlık Harun Çelik diyerek o yazı ile başlıyorum: ‘Ne maç öncesi, ne de maç sonrası yaşananlar bu pankart kadar ilgimi çekmedi… Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda gözüme çarpan bu pankart o kadar çok şey anlatıyordu ki… Ne 50 bin kişilik taraftar uğultusu, ne sahada kora kor mücadele veren futbolcuların krampon sesleri, ne de ekranları başında ki milyonların kalp atışları, benim aklım hep o pankarttaydı. Bu ülkede, gücün, iktidarın ve hegemonyanın spor camiasındaki sembolü olan Fenerbahçe ve onun taraftarları, herkesi haddini bilmeye davet ediyorlardı? Ve haddini bilmesi gerekenlerin başında da Trabzonlular ve Trabzonsporlular geliyordu… Sahi biz kimdik ki? Biz, Karadeniz’in kıyısında, küçük bir şehrin çocuklarıydık; onlar ise 15 milyonluk dev bir şehrin obez çocukları… Evet, biz haddimizi bilmeliydik. Çünkü biz devlere karşı meydan okuyan Don Kişotlar’dık onlara göre. O efendiler ise her şeyin, herkesin ve tüm ülkenin sahibi olan imtiyazlılardı… Küçük bir şehrin takımı, İstanbul’a geliyordu ve o kocaman şehrin, kocaman takımının tribünleri ağzına kadar doluyor ama hepsinin ayakları titriyordu. Sahi biz kim oluyorduk ki onlara huzur vermiyor, rahat ettirtmiyor ve uykularını kaçırıyorduk… Onlar şike yapabilirler, onlar hakem odalarını basabilirler, onlar maç satın alabilirler, onlar canları ne istiyorsa yapabilirler ama biz ise sesimizi bile çıkaramazdık. Trabzonspor Başkanı da Trabzonspor taraftarı da haddini bilmeli, sesini kesmeli, oturmalı ve kendilerine müsaade edildiği kadar konuşmalıydılar. Bu ülkede ne yapılacak ise onlar yapar, ne denilecek ise onlar söyler, kim tahta oturacak, kim zindana gidecek ona da onlar karar verirdi… Siz, asi şehrin isyankâr çocukları siz kim oluyorsunuz sahi?

Para babaları ile susturulmaya çalışıldın ama hala satın alınamayan binlerce çocuğun var… Medyanın aleyhinde yaptığı tüm karalama kampanyalarına rağmen, hala meydan okuyan delikanlıların var… Ne oyunlar oynandı, ne baskılar yapıldı, ne hesaplar kuruldu ama hepsi boşa gitti. Çünkü hala,” hak, adalet, emek, alın teri, helal puan ve hakkımızı alacağız” diyen yürekli evlatların var… Yok beyim yok, hiç kusura kalmayın. Allahtan başa kimseye eyvallahımız yok bilesiniz… Ne biz haddimizi bileceğiz, ne de siz bize haddimizi bildirebileceksiniz. Şimdi, biz buradan Karadeniz’den size sesleniyoruz.

Asıl haddinizi siz bilin efendiler. Değil siz alayınız birden gelse… Değil yerdeki gücünüz, gökteki yıldızlar sizin olsa… Değil bu ülkenin egemenleri, yedi düvel arkanızda olsa… Biz Trabzonlulara kimse haddini bildiremez. Bu ülkede er ya da geç, bu gün ya da yarın ama bir gün mutlaka. Siz haddinizi bileceksiniz. Ve size o gün haddinizi bildiren de biz olacağız.’


 

Seyfullah AksoySeyfullah Aksoy