MAHALLELER
Giriş Tarihi : 18-03-2022 17:07   Güncelleme : 18-03-2022 17:24

Biz sahipsizliği çok iyi biliriz!

DSİ’nin tutanaklı uyarısına rağmen Araklı’da Ayvadere HES inşaat çalışmaları sürüyor.

Biz sahipsizliği çok iyi biliriz!

Araklı’da Ayvadere HES’e karşı çıkan halk, “Bu şirket gücünü nerden alıyor” diye sordu.
Trabzon'un Araklı ilçesi Karadere üzerinde bir firma tarafından başlatılan Ayvadere Regülatörü ve HES inşaatı tepkilere yol açıyor, DSİ’nin tutanaklı uyarısına rağmen inşaat çalışmaları sürdürülüyor.

Projenin iptali için açılan davalar sürerken bölgede yaşayan vatandaşlar, açılan HES iletim tüneli içerisinde yapılacak patlamalar nedeniyle evlerinin ve kaynak sularının zarar göreceğini ileri sürerek yapılan çalışmalara karşı çıkıyor. Trabzon Valiliğince verilen “ÇED gerekli değildir” kararının ardından Araklı ilçesinde Değirmencik ve Merkezköy sınırları içerinde Araklı Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş. 2021 yılında Karadere Çayı üzerinde Ayvadere Regülatörü ve HES Projesine başladı. Yapımı devam eden HES’e karşı bölge halkı mücadele başlatırken muhtarlar ve yöre sakinleri HES’in iptali için dava açtı. Açılan davalar sürerken ilgili şirketin de çalışmalara devam ettiği bildirildi.


DSİ TUTANAK TUTTU

DSİ 22. Bölge Müdürlüğü yetkilileri tarafından, Ayvadere Regülatörü ve HES Projesi ile ilgili olarak, iletim tünelinin altından geçeceği Değirmencik Mahallesi ve çevresindeki su kaynaklarının tespitine yönelik çalışmalar onaylanmadan ve iletim tüneline ait uygulama projelerinin resmi yazı ile yatırımcı şirkete bildirilmeden iletim tüneli kazı çalışmalarına başlanılmaması gerektiğine dair 2 Mart 2022 tarihinde ilgili şirkete yazı yazıldı. Bildirime rağmen, Bölge Müdürlüğe bilgi verilmeden arazide iletim tüneli giriş kısmında çalışmalara başlandığı 11 Mart 2022 tarihinde tutulan tutanakla tespit edildi.
“ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR”

32 yıldır Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümünde çevre ve doğa üzerine çalışmalar yapan Öğretim Görevlisi Yusuf Durmuş, Ayvadere HES projesinin çevreye ve doğaya vereceği zararlar konusunda akademik olarak bilgi sahibi olduğunu, küçük bir yatırım için, bir inşaat için, küçük bir taşocağı için bile çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu mutlaka gerekli kılınırken burada “ÇED gerekli değildir” kararı verildiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Ayvadere HES Projesi ilk ihaleye çıktığında 10,5 MW’ın üstünde açıklanan proje, her nedense 8.7 MW’a düşürülerek ÇED yönetmenliğine sığınarak halka duyurulmadan yapılmaya çalışılmıştır. Bu halkı kandırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Yapılacak HES, Karadere kanyonunda 20 km.lik bir alanı etkileyecek. 5 metre çapında, 4.6 kilometre uzunluğunda tünel açılacak. Bölgedeki biyoçeşitlilik, tarım, içme suları etkilenecektir. Değirmencik Mahallesi’nde aktif heyelanların var. DSİ 22. Bölge Müdürlüğü ve Trabzon Afet Müdürlüğü kayıtlarında çok sayıda afet kaydı bulunmaktadır. Değirmencik Mahallesinin yerleşim yerlerinin altında yapılacak patlatma, mahalledeki heyelanları tetikleyecek ve mahalle Karadere'ye doğru kayacaktır. Bu durum şu anda da belli oranda devam etmektedir.”


“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”

Trabzon Bölge İdaresi Mahkemesine başvuru yapıldığını, başvurularının reddedilmesi üzerine Danıştay’dan İdari Mahkemenin kararına karşı yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını, itirazlar nedeniyle konunun yargıda olduğunu ifade eden Yusuf Durmuş, “İdari mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişiler konunun uzmanı değil. Beş bilirkişiden dördüne itiraz ettik. Bunlardan biri davalı olduğumuz Trabzon Valiliğinin memuru… Bilirkişiler uzmanlık alanı olmayan konularda rapor yazmışlardır. Yazdıkları rapor tamamen yalan yanlış bilgilerle doludur. Haklarında suç duyurusunda bulunacağız. Değirmencik Mahallesi'ne mahkeme heyeti ile gelen bilirkişilere gösterdiğimiz gerçekleri görmeyerek gerçek dışı rapor yazmışlardır. Bizler, ikinci kez Danıştay’a itirazda bulunduk, davamız temyiz aşamasındadır. Ayrıca mahalle halkı tarafından yeni davaların açılması da gündemdedir” dedi.
“ŞİRKET SUÇ İŞLEMEKTEDİR”

Şirketin projede herhangi bir değişiklik yapmadan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına başvuru yaparak üretilecek enerjinin yanlış hesaplandığını, 17 MW olduğunu ve ÇED raporu almak için başvurduğunu ifade eden Durmuş, “Bölgedeki 49 muhtar, Araklı Belediye Başkanımız, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanımız ve bölge halkı olarak bizler Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na başvuru yaparak itirazlarımızı resmi olarak iletmiş durumdayız. Bu nedenle Bakanlık bizlere yazdığı yazıda projenin dosyasında eksikler olduğunu bu nedenle şu aşamada şirkete olumlu rapor verilmediğini bildirmiştir. DSİ 22. Bölge Müdürlüğü şirkete yazı yazarak bu inşaatı durdurulmasını talep etmişse de şirket, kamunun yazdığı bu yazıyı dikkate almamaktadır. Bu cesareti kimden almaktadır? Resmi yazı yazılmasına rağmen henüz ÇED olumlu görüşü almadan bu şekilde nasıl bir inşaatı devam ettirmektedir? Şirket suç işlemektedir. Ancak bu suça şu aşamada bugün itibarıyla sadece yazı yazılmıştır, gereği yapılmamıştır. Değirmencik Mahallesi’nde çok sayıda aktif heyelan vardır. Karadere Kanyonu'nda 2019 yılında 10 vatandaşımızı kaybettik, 2 vatandaşımızın cesedi henüz bulunamadı. Köyümüzde camimiz kaymış, Kuran Kursu binası çatlamış, insanların evleri tehlike altındadır. Biz nereden, nasıl ders almalıyız? İlla Değirmencik Mahallesi halkından ölenlerin mi olması gerekiyor? Bu bölgede çok sayıda insanın yok olması mı gerekiyor? Canımızın yanması gerekiyor? Bir bilim insanı olarak burada yapılanların hukuk dışı olduğunu, geçmişte alınmış yanlış kararların arkasına sığınarak yanlışta ısrar edildiğini çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bu nedenle bu yanlış proje ile bir aşağı bir yukarı oynayarak halk kandırılmaya çalışılmıştır. Ancak Araklı halkı bu konuda kararlıdır. Bu proje tamamen iptal edilene kadar mücadelemiz devam edecektir. Son bir haftada iki tane köyümüzde aktif heyelan olmuştur. Buradan yetkililere sesleniyorum: Neden gelip bu heyelanlarla ilgili rapor tutmuyorsunuz? Şayet rapor tutulur ise bu Ayvadere HES projesi engellenmiş olur, sanırım durum bundan ibarettir. Herkes yaptığı yanlışın er ya da geç hesabını mutlaka verecektir” şeklinde konuştu

.
“BURALARI BIRAKIP NEREYE GİDELİM”

HES’e karşı vatandaşların mücadelesi sürerken, HES için yapılan tünel inşaatının bölgesinde bulunan ev sahipleri tedirginlik yaşıyor. Değirmencik Mahallesi’ndeki arazilerin heyelanlı olmasından dolayı bazı evlerin ve cami duvarlarının çatladığı belirtildi.

“Bu yapılan iş fuzulidir. Bir fındık ocağına bir adam vurulur bizim burada. 50 sene de yatarız. Bizi kandırmak oyalamak gibi bir şey akıllarından geçmesin. O yapılan yeri kapatıp gitsinler. Bizim evimizi ocağımızı söndürmesinler.” diyen yöre sakinlerinden

72 yaşındaki Zeliha Baysan, “Bizim mezarımız var burada, ölümüz dirimiz var burada, bizi bilerek sele neden veriyorlar. Bundan sonra biz buraları bırakıp nere gidelim, bizim elimiz tutmaz, dizimiz yürümez, gözümüz görmez. Biz bundan sonra ne yapabiliriz. Bir ocak fındığa bir adam vurulur burada, ona göre herkes kendini hazırlasın. Evlerimiz zaten heyelan bölgesinde, tarlamızın yarısı yarıldı, akıp gidiyor. Benim çocuklarım hepsi kirada kalıyor. Akşamları çöplerden hurda topluyorlar, ekmek parası kazanıyorlar. Biz zengin bir köylü değiliz, 12 ayın bir ayı, bir fındığımız var, onu da heyelanla dereye verdikten sonra biz ne yapalım.” diye konuştu.

“HER ŞEY MAKAM VE MEVKİ DEĞİLDİR”

66 yaşındaki bölge sakinlerinden Yakup Özay da, “Hayatta her şey makam, mevki ve maddi menfaat değildir. Makam, mevki ve maddi menfaatten paradan daha değerli insanın değerleri vardır. Bunlar insanın haysiyetidir, şerefidir, onurudur, insanlığıdır. Yani bunları korunması lazım ve ön plana bunların çıkarılması lazım. Bu değerler uğruna haysiyeti, şerefi, onuru uğruna maddi menfaatlerinden, makamlarından feragat etmesini bilecek insan. Eğer bunlardan feragat edemiyorsa, bu insanın yaşamasından bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.
kuzeyekspres.com.tr

AdminAdmin