Yıllarca Araklı ile alakalı yazı yazdım. İnsanları bilinçlendirmek için bir şeyler yapmaya çalıştım. İlçeyi yönetenler aynı partinin mensubu olduğum halde onlara en fazla eleştiriyi ben yaptım. Yaptığım eleştiri için zaman zaman tepkiler de aldım. Fakat yalanın bu kadar kolay söylendiği bir ilçede sürekli yaşamadığım için kendimi şanslı addediyorum. Yıllardır ayrı yaşadığım baba topraklarımızdaki evimizin ülkenin gelişiminden yeterince payını alması için, orada yaşamak için medeniyetten nasibini alması için yıllardır çaba içindeyim. Yolumuz yoktu. Yıllarca devlet kurumlarına yaza yaza öyle rahatsız ettim ki sonunda “bu adamdan kurtulalım” dediler. Sağ olsunlar toprakta olsa bir yol sahibi olduk. Yol sayesinde gerçekten “kuş uçmaz, kervan geçmez” mevkiimiz medeniyete kavuştu. Bu sayede insanlar gurbetten gelip yol boyu evlerini yaptılar. Gerçi mahalleli su abonesi olduğu halde “Sahra Çölü’nden beter susuzluk çekiliyor. Mahallenin bir kısmı hariç aydınlatması yok. Yine de cefasını çektim, şimdi insanlar sefasını sürüyor. Canları sağ olsun bana destek olmanın aksine canımı yaksalar da ben mücadelemden vazgeçmedim.Yol yapılalı 9 yıl oldu. Bu yolda yağmur yağdığında bırakın arabanın yürümesini, yaya bile yürümek zor. Baktık hizmet gelmiyor. Oyumuzu ilçeye alalım dedik. Belki oy vermediğimiz için hizmet alamıyoruz diye düşündük. Önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER’e derdimizi anlattık. Araklı Belediyesi cevabında seçime kadar yolun betonlanacağını belirtmiş. Bize muhtar aracığıyla seçime kadar veya seçimden sonra yapılacağı iletildi. Seçim geldi geçti, kar yağdı, bahar geçti ve yaz geldi. Biz hala yolumuzun betonlanacağını zannediyoruz. Oysa valilik tarafından verilen beton çoktan dağlara, taşlara dökülmüş. Belediye başkanıyla görüştük. Belediyedeki dosyayı bile gördük. Tamam kısa zamanda yapılacak denildi. Bekle bekle nereye kadar dedik. Tekrar belediye başkanını aradık, kendisi İstanbul’da içişleri Bakanımız Süleyman Soylu ile seçim çalışması yapıyormuş. Kendisine “sakın ola oy istemek için bizim muhite gelmeyin” diye şaka yollu sitemde bulundum. Nedenini sordu. “Bir şeyi yapacağım dediğinizde yapmalısınız. Yapmayacaksanız söz vermeyeceksiniz” dedim. Aslında olayın farkında ama bilmiyormuş gibi davranarak “ben yapıldı zannediyordum” dedi. Oysa biz biliyoruz o farkında değil. Valilik tarafından bizim yollara gönderilen beton bütün mahallerden kesilerek Araklı Sanayi Sitesinin yolu betonlanmış. Yani biz ondan medet umarken kendisi muhtarlarla anlaşarak bizim hakkımız olan betonu başka yere kaydırmış. Galiba Başkan Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” dediği şey bu oluyor. Bizim oyumuzu alarak koltuğa oturanlar hizmete gelince böyle adam kayırmacılıkta ve elitlere hizmetiyle öne çıkıyorlar. Biz gariban vatandaşlar yıllarca uyutulmuş olmanın ızdırabını çekiyoruz.Bizim elimiz başkan Erdoğan’ı sevdiğimiz için başka partiye oy atmaya gitmezken,seçilenlerin kalitesizliği yüzünden 2.sınıf vatandaş durmuna geliyoruz.Ak Parti büyükşehirleri neden kaybediyoruz diye hiç kafasını yormasın. Vatandaşlar olarak, seçtiğimiz insanların kibri ve bize yukardan bakmasından dolayı sorunun kayanağını biliyoruz. Oysa seçen bizim gibi garibanlar ama pastayı yiyen başkaları! Anladık sonra “bal tutan parmağını yalıyor” Bu baldan bir damla bize tattırmadığı sürece de bu parti böyle kan kaybetmeye devam edecektir. Yani sorunu hiçde başka yerde aramaya gerek yok. Sorun partinin ekibinin içinde. Bence bu ülkede beka sorunu gibi gözükenden fazla parti içindeki basiretsizler Ak Parti’ye zarar veriyor. İstanbul’da Binalı Yıldırım şimdi “yaptık yine biz yaparız” diyor. Ona ve Başkan Erdoğan’a inanıyoruz. Ama il ve ilçe teşkilatlarına inanmıyoruz. Bu sloganı değiştirip Araklı için düzenleyecek olursak galiba sonuç “yapmadık, yine yapmayacağız” şeklinde olurdu.