Ak Parti iktidarında oyunu bu partiye verdiği halde, yaşadığı sıkıntıları anlatmak için ne yapacağını bilemeyenlerdeniz. Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyoruz ama onun bizi sevip sevmediği konusunda ikilem yaşadığımızı ifade etmek zorundayız.
Bu düşünceye nasıl vardığımızı anlatmaya gelince, geçerli sebeplerimiz çok. İktidara geldiği ilk günden bugüne Garip guraba veya fakır fukaraya derman olacağını söylediği halde, geldiğimiz aşamada şimdiye kadar tüm iktidarlar döneminde olduğu gibi zengin ve elit tabakadan başka halinden memnun olan yok. Garip guraba veya fakır fukaraya yapılan ise ancak yaraya geçici bir pansuman gibi.
En fazla oy aldığı kesimi enflasyona ezdirmesi bu kanıya varmamızdaki en büyük faktördür. Geçen yılın aynı dönemine göre halkın enflasyonu neredeyse % 100 yaklaşmış durumda. Bunu aldığımız maaşın artık su, elektrik, doğalgaz, kira veya telefon faturalarına yetmemesinden anlıyoruz. Kullandığımız miktar aynı olmasına rağmen geçen yıla oranla fatura tutarları neredeyse iki katına çıkmış durumda.
Bu sıkıntıları dile getirmesi gereken medya organları, sanki her şey günlük güneşlik gibi yayın yaparken, bizlerin doğruları sahibi Yahudi olan Amerikan Fox Televizyonundan aramamıza vesile oluyorlar. İyi ki de onlar dile getiriyorlar diğerlerine inanacak olsaydık, ne asgari ücretin 2020 liraya çıkarılmasına nede elektrik veya doğalgazın %10 düşürülmesine gerek olmadığına bile inanacaktık! Hatta milletten enflasyonla mücadele için fedakarlık beklerken, devletin elektriğe son 3 ayda %45 zam yapıp neden kendisinin fedakarlık yapmadığını anlayamayacaktık. Veya geçen yıla oranla elimizdeki paranın nerdeyse % 100 azaldığının farkına bile varmayacaktık!
Vatandaş böyle bir yaşam mücadele içindeyken, aynı sıkıntıları yaşadığı 1995 yılındaki başbakanlığı döneminde asgari ücreti ve emekli maaşlarını % 101 artıran Necmettin Erbakan’ı hatırlıyorlar. O dönem halkımız Erbakan’ı %22 oyla iktidar yaparken, kendisi halka %101ile vefasını göstermişti. Erdoğan’ı %52 oyla iktidar yapan halkın aynı vefayı beklemesi de normaldir.
Araklımıza gelecek olursak, ilçe halkı iktidarı boyunca Ak Parti’ye yüksek bir oranda destek veriyor. Karşılığında aldığı ise hayal kırıklığı. İlçede verdikleri oyla meclise gönderdikleri vekillerine hiçbir dertlerini anlatamıyorlar. İlçenin sorunlarını muhalefet partisi vekilleri gündeme taşıyor. İlçe halkı iyi ki onlar meclise girmiş diyorlar. Belki de oylarını verip meclise gönderdikleri Ak Parti Milletvekillerine oy verdikleri için hayıflanıyorlar.
Başka bir sorun da Araklı’da devletin imkanlarını şahsı çıkarları için kullanan siyasiler. Ak Parti ilçe teşkilatından bazı hatırlı kişilerin mahallerdeki evlerinin olduğu kısımda olan hizmet ile diğer kısımlarda olan hizmetin siyah ile beyaz kadar zıt olmasıdır. Örneğin: onların evinin olduğu kısımdaki yollarının en gelişmiş şehirlerden daha düzgün asfalt olduğunu görüyoruz. Sokak lambaları, su veya kanalizasyon vs. ne ararsan var. Aynı yerin 500 metre ilerisinde ise millet çamurdan evine gidemiyor. İşte böyle bir rezalet yaşanıyor.
İşte böyle sorunlarla 31 Mart 2019 yerel seçimine gidiyoruz. Halk her şeyin farkında ama umutsuzluk ve alternatifsizlik nedeniyle kafası oldukça karışık. Başkan Erdoğan’ı seviyor ama artık gördüğü yanlışı da anlatmak istiyor. Artık bizi yok saymayın, görün diyor.