BEN, HEP İLKBAHARI SEVDİM

Ertuğrul Özgün

20-10-2018 18:57

Yazarken müzik dinlerim çoğu zaman.

Müziğin türünü ise o an ki ruh durumum belirler…

 

Bazen bir bağlamanın teline dokunan mızrap, yüreğime dokumuş gibi hoplatır beni yerimden…

Ama neyi de severim sufiliğim üzerimdeyken.

Kanunu da dinlerim kemençeyi de…

Udu da, tamburu da dinlerim havama göre…

 

Romantik duygular kaplayınca ruhumu gitar da dinlediğim olur.

Ama aşkın nağmelerini keman sesinde bulurum her zaman.

 

Arada piyano dinlediğim de olur...

“Çocuklar, Mozart, ‘Türk Marşı’nı, Viyana kuşatması sırasında Türklerin atılganlığından, savaşçı ruhundan esinlenerek bestelemiştir,” dediğinden bu yana müzik öğretmenimin.

Piyano dedim de...

“Chopin”in “İlkbahar Valsi” yok mu?

Farklı etkiler beni, her dinlediğimde...

İlkbaharda suların, bitkilerin köklerinden gövdesine, dallarına, oradan yapraklarına, tomurcuklarına doğru, taze bir enerjiyle yürüdüğü gibi, umutlarımı yürütür ruhumun derinliklerine…

 

Aslında ben, Sonbahar çocuğuyum.

Ama Nisan’ı severim hep.

Yapraklar sararırmış doğduğum ayda,

Hiç umursamam…

Ben, çiçeklerin tomurcuklarını yararak, özgürlüğe kanat açmasını severim.

 

Doğduğum ay gibi sona yaklaşan ruh halim hiç olmadı.

Hep umutlarım oldu gelecekle ilgili.

Uzak ufuklara kurdum hayallerimi her zaman…

En iyi, en güzel, en renkli umutlar yeşerttim yüreğimde;

Nisan’ın doğayı yeşerttiği gibi.

 

Bazen dünyayı kurtarmaya soyundum.

Bazen adalet dağıtmaya…

Gücümün hesabını yapmadan…

 

Okulun en güzel kızını sevdim...

“O da beni sever mi?” korkusu yaşamadan.

 

“İnsanlık ikincileri hatırlamaz” sözünün etkisiyle, hep birinciliği hedefledim.

Hiç ikinci olmaktan hoşlanmadım.

 

Sevdiklerim de oldu sevenlerim de…

Sevmeyenlerim de olmuştur elbet…

Başardıklarım da oldu başaramadıklarım da…

 

Ama hiç vazgeçmedim,

İlkbahar’ı istemekten, İlkbahar’ı özlemekten…

Ben, hep İlkbahar’ı sevdim…

 

DİĞER YAZILARI KAN VERMEK İÇİN SIRALARINI BEKLİYORLAR! 01-01-1970 03:00 Köy Enstitüleri Gerçeği 01-01-1970 03:00 SEVGİNİZİ HİSSETTİRİN… 01-01-1970 03:00 SORU SORAN, SORGULAYAN… 01-01-1970 03:00 Sevgi Neydi? 01-01-1970 03:00 Yeter Çocuk! 01-01-1970 03:00 YENİ OYUNUN ADRESİ TRABZON MU? 01-01-1970 03:00 NEDEN BAŞARAMIYORUZ? 01-01-1970 03:00 ARAKLI BELEDİYESİNDE BİR YOL(!) HİKÂYESİ 01-01-1970 03:00 SAYIN BAKANIMIZDAN BEKLİYORUZ 01-01-1970 03:00 BAZEN GERİ DÖNEBİLMELİ İNSAN 01-01-1970 03:00 YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİYOR… 01-01-1970 03:00 BU MADDEYİ DEĞİŞTİRİN! 01-01-1970 03:00 KENDİMDEN UTANDIM! 01-01-1970 03:00 O AN, BÜTÜN DÜNYAYI KURTARMAK İSTEDİM… 01-01-1970 03:00 YAPMAYIN BE EVLADIM, YAKMAYIN YÜREKLERİ! 01-01-1970 03:00 BİR ŞEY DEĞİŞTİRİN, HER ŞEY DEĞİŞSİN… 01-01-1970 03:00 ÖNCE YAZDIM, SONRA YAZMAYA KARAR VERDİM, ŞİMDİ YAZMAYA ÇALIŞIYORUM… 01-01-1970 03:00 ÜLKÜCÜLÜK VE ÜLKÜCÜ İRADE 01-01-1970 03:00 MİLLİ EĞİTİMDE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ SENDROMU 01-01-1970 03:00 ÜÇ YANLIŞ BİR DOĞRUYU GÖTÜRÜRSE YA YEDİ YANLIŞ? 01-01-1970 03:00 NİYET OKUYUCU DEĞİLİZ AMA 01-01-1970 03:00 YARGILANACAKSINIZ! 01-01-1970 03:00 HAK HUKUK ADALET! 01-01-1970 03:00 “TÜRK MİLLİYETÇİLERİ”Nİ BAŞKALARI YÖNLENDİREBİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ ASLINDA NE YAPTI? (2) 01-01-1970 03:00 BAHÇELİ ASLINDA NE YAPTI? 01-01-1970 03:00 Siz Anlayabildiniz Mi? 01-01-1970 03:00 Ülkücü İrade 01-01-1970 03:00