Ah Araklım sen kimlerin ellerine kalmışında kimsenin haberi yok! İnanın bu iki yüzlü ve nankör zihniyetin dünyayı perişan eden bu virüsten farkı yoktur.
Şapkalarını önünü koyup bir düşünemiyorlar. Nisan ayının ortasındayız. İnsanlar evinden dışarıya adım atmaya korkar olmuş. Araklı dışında olanların mayıs, haziran, temmuz veya ağustos aylarında ilçeye gelemediğini varsayalım. Her yıl 4-5 ayda gelecek insanlara kaderini bağlamış olan sizce kaç insan vardır?
İstanbul, Bursa, Zonguldak, Ankara, İzmir, Antalya gibi birçok il veya yurt dışından gelenler olmasa ilçede kaç esnaf ayakta kalabilir?
Ama lafa gelince velinimetleri olan bu insanlara bu nankör zihniyetin bakış açısı her zaman Korona virüsünden farksız olmuştur.
Onlara göre Araklı’da sürekli yaşamayanlar potansiyel bir tehlikedir. İlçenin hiçbir işine onların karışmasını istemezler. İşlerine yaramadıkları zaman onların ilçeye gelmesini bile istemezlar.İlçe nüfusu 50 bin bile olamamışken İstanbul’da ilçenin 4-5 katı, tüm dünyada neredeyse 800 bin Araklılı yaşıyor. Hepsinin ilçenin çeşitli yerlerinde taşınmazları bulunuyor. Ama bu zihniyete sahip insanlara göre hepsi yabancı fakat kendileri yerlidir!
Allah korusun bu sene hiç kimsenin Araklı’ya gidemediğini düşünmek bile istemiyorum.
"Bir musibet, bin nasihatten iyidir" atasözünün hatırlatarak bakalım her fırsatta hor gördüğünüz bu insanlar olmadan hangi durumda olacaksınız?