Önce bir açıklama ile başlayalım. Evet, herkes “milliyetçi” olabilir.
Eğer bir şahıs, maddi ve manevi açılardan mensubu olduğu milletin çıkarlarını her türlü çıkarın üstünde tutuyor ve mensup olduğu millete sevgi bağı ile bağlanıyorsa, o şahıs “milliyetçidir”. Bunun adına “ulusçuluk” da deseniz “ulusalcılık” da deseniz “nasyonaliz” de deseniz sonuç değişmez.
Şayet bu duyguları “Türk” milleti için besliyor ve Türk milletine gönülden “Türklük Sevgisi” ile kendinizi bağlı hissediyorsanız, “Türk Milliyetçisi” de olabilirsiniz.
Ama ideolojik bakımdan “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi”ni savunuyorum diyorsanız sadece sevgi ve bağlılık yetmez.
“Türklük sevgisi” Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi’nin üzerine kurulduğu temeldir. Bu temel Türk kültüründen, İslamiyet’ten ve Türk tarih bilincinden kaynaklanır.
Bu temel olmadan ideoloji boşlukta kalır ve hiçbir mana ifade etmez. Nasıl ki Marksizm işçi sınıfını, Liberalizm ferdi temel almışsa Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi de Türklük sevgisini temel almış, Türk Milletinin ebedi bekasını gaye edinmiştir.
Ancak yalnızca “Türklük sevgisi” fikir sisteminin oluşması için yeterli değildir. Bu durumda milletini seven ancak bu sevgi yolunda ne yapacağını bilmeyen bireyler olarak kalınır. İdeoloji savaşlarının yaşandığı dünyamızda sistemleştirilmemiş bir sevginin diğer ideolojiler karşısında ayakta kalma şansı yoktur.
Bütün hızlı büyüyen fikirlerde olduğu gibi Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi eğitiminde de boşluklar oluşmuş ve büyük sayılabilecek bir kitle fikir sistemini hakkıyla öğrenememiştir.
Bu durum her önüne gelenin Türk milliyetçiliği ile ilgili, fikirler ileri sürmesine yol açmış ve ileri sürülen fikirlerin Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi ile örtüşüp örtüşmediği sorgulamaz hala gelmiştir.
Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi’nin yeterli bilinmemesindeki önemli etkenlerden bir diğer etken ise bu fikrin millet nezdinde güç kazanmasından endişe duyanlar tarafında “Vatan, millet, Sakarya” edebiyatı adı verilerek hafife alınması olmuştur.
Kanımızca bunun en büyük nedeni Eylül 1980 ihtilali sonrasında, kendilerini Türk Milliyetçisi olarak bildiğimiz aydınlar topluluğunun, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmek suretiyle toplumsal bir güç oluşturamamış olmalarıdır.
Mesela Türk milliyetçilerinin günlük tirajı yüz bin olan bir gazetesi yoktur. Bir tartışma programının olmazsa anlamı olmaz diyebileceğimiz kamuoyu baskısı oluşturmuş etkinlikte haftalık ya da aylık bir dergisi yoktur. Ve en önemlisi Toplumun büyük bir kesimi tarafından izlenen ulusal düzeyde yayın yapan bir televizyonu ya da radyosu yoktur.
Yalnızca “Türklük sevgisi,” bu sevgiyi sistemleştirecek teori ve hayata geçirecek planlamalar olmadıkça yeterli değildir.
Bu nedenledir ki Türklük sevgisi üzerine kurulan Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi’ bir teoriye ve bu teori çerçevesinde sosyal hayata uygulanacak planlara sahiptir.
Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi’nin üzerine kurulduğu Türklük sevgisi öyle kuru kuruya bir sevgi de değildir. Teoride, Türk milletinin bütün fertlerini değerli ve eşit kabul eden fikir sistemi; uygulamada, sosyal ve ekonomik hayatta da sınıf farklılıklarını ortadan kaldıracak, sınıflar arasında uçurumların oluşmasını önleyecek uygulamaya yönelik planları mevcuttur.
Bunun içindir ki ideolojik temelde iyi yetişmiş bir Türk Milliyetçisini başka fikir ve ideolojiye mensup olanların yönlendirmesi söz konusu değildir.
Son zamanlarda Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi üzerinde hem teorik hem uygulamaya yönelik bilgi birikimi ve felsefi derinliği olmayan yazarından siyasetçisine, birçok kişinin yönlendirici ifadeler kullanmasını, bu ideoloji mensuplarını ve bu ideolojinin fikri temellerini yeteri kadar bilemediklerinden kaynaklandığını düşünmekteyiz.
Siyasal görüşü, sosyal yaşantısı ekonomik düzeyi her ne olursa olsun Türk Milliyetçilerini(ülkücüleri), kendi mantık yapıları ve ölçüsü ile yönlendirebileceğini düşünenlere âcizane tavsiyemiz şudur:
Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi üzerinde biraz kafa yorunuz.
Türk milliyetçileri(ülkücüler), yeri ve zamanı geldiğinde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da fikirlerinin gereklerini yapacağından hiç endişeniz ve şüpheniz olmasın.